Ona Göre Din, Güzel Ahlâktan Ibaretti.


Bu yüzden peygamberimiz, sık sık tövbe ve istiğfar ettiğini söyler; Onun bazı hadislerinde anlatılan şu. En hayırlı ibadet, az da olsa, devamlı olandır. buyurmuştur.

Halbuki Kalbinde Sağlam Bir Inanç Taşıyan Bir Müslüman Bütün Davranışlarına Dikkat Eder.


Peygamber de dahil olmak üzere, hiçbir insanı ilâhlık mertebesinde hatasız kabul etmemiştir. Peygamber, en faziletli amelin güzel ahlâk olduğunu söylerdi. Bu, insanın doğuştan sahip olduğu temel haklardan.

Cennete Ancak Iyi Ahlâk Sahibi Olanlar Girebilirdi.


Hatice (ra), peygamber efendimiz (sav)’in bu dürüstlüğünü takdir etmiş ve ona başta belirlenen ücretin fazlasını vermiş, ayrıca çeşitli hediyelerle memnuniyetini ifade etmişti. Peygamber din ve vicdan hürriyetiyle ilgili uygulamaları, yukarıda özet olarak ortaya koymaya çalıştığımız teorik esaslar dahilinde gerçekleşmiştir. Çünkü imanın anlam ve lezzetini, onu ibadet ve güzel davranışlarla desteklediğinde yakalayabilirdi.

Uhud Ve Hendek Günlerindeki Tutumu, Savaşta Gösterdiği Metanetin Ifadesidir.


Elinden geldiği kadar iyilik etmeye çalışır. Esasen dinimizin imân ve ibadet esaslarıyla ahlâki buyruklarını kesin çizgilerle birbirinden ayırmak mümkün değildir; Tebliğ, peygamberlerin allah'tan aldıkları emirleri, bilgileri eksiksiz ve doğru bir şekilde insanlara aktarmalarıdır.

Peygamberin Sabrı, Savaş Meydanlarında Da Denenmiştir.


Özgürlük, kişinin herhangi bir kısıtlama veya zorlama olmadan kendi başına karar verebilmesi ve hareket edebilmesidir. Peygamber (asm), ibadetlerine devam etmiş, ömrü boyunca hiçbir ibadetini bırakmamış; İman, ibadet, ahlâk (davranışlar) bütünlüğüne devamlı işaret ederdi.